Sumo, Japon kültürüne özgü sporların içerisinde apayrı bir yere sahiptir. Sumonun, enaz 1500 yıllık bir geçmişi vardır. Bugün efsane olarak anlatılan eski inanışa göre, tanrı Take-Mikazuçi ülkede egemenliğini kurabilmesi ve sürdürebilmesi için rakibiyle sumo yapması gerekirdi. Tanrıların sporu olan sumonun yarı dinsel bu niteliği, bu sporun halk için yaşamsal öneme sahip bütün etkinliklere girmesine yol açmıştır. Önce tapınaklardaki törenler içerisinde uygulanırken, ilk aşamada saraya taşındı. Dinin devlet işlerindeki ağırlığının arttığı 8. yüzyılda, Nara döneminde saray törenlerinde sumoya yer verildi. Samuraylar da bu sporun gelişmesine büyük katkılarda bulundular. Çünkü sumo, 12. yüzyıldan itibaren başlayan askeri yönetimin vazgeçilmez unsuru olan samurayların eğitimi için biçilmiş kaftandı. 17. yüzyıldan itibaren sumo güreşi saraya ve devlete ait olmaktan çıkıp soylular arasında yayıldı. Soylu aileler, sumoyu eğlenceleri arasına soktular. Sumo bu dönemde kurumsallaştı. Soyluların eğlence aracı zaman içinde sıradan vatandaşlar arasında yayıldı. Bu gelişim elbette başlangıçta dinsel nitelikteydi. Halk ülkenin kaderi üzerinde etkili olduğuna inandığı sumo sporunu günlük yaşamına taşıdı. Bereketli bir ürün için ekim zamanı düzenlenen yarı dinsel törenlerde sumo yapılmaya başlandı. Dualar arasında yapılan sumo güreşleri tanrılara adanmaya başlandı. Sumo sonraları dinsel kimliğinden sıyrılırak, halkın eğlenceleri arasına girdi.
Sumo tanrıların katından halkın arasına, meydanlara, tarlalara indikçe bu sporun tekniği de evrim geçirdi. Başlangıçta boks ve güreş karışımı, gereğinden fazla sert ve kuralsız iken, saraydaki törenlerde yer almasıyla birlikte, sumoya bazı kurallar koyularak, saray protokolüne uygun bir hale getirildi.
Sumo sporu, Japonların geleneksel savunma sporlarının genel adı olan jijitsu’nun başlangıcı ve temelidir. Bu nedenle günümüz Japon toplumunda bu spora büyük saygı duyulur ve ayrı bir önem verilir. Profesyonel sumo federasyonunca, dört büyük kentte, her biri 15 gün süren yılda altı turnuva düzenlenir. Bu turnuvalar, her yıl Tokyo’da Ocak, Mayıs ve Eylül aylarında, Osaka’da Mart ayında, Nagoya’da Haziran ayında, Fukuoka’da Kasım ayında yapılmakta ve bütün ülkede büyük bir heyecanla izlenmektedir. Bu karşılaşmalar yurtdışında da çeşitli uluslar arası tv kanallarında da yayınlanmaktadır.
Sumonun kuralları
Sumo sporunda oyuncuya “rikişi” denir. Rikişi’nin amacı, rakibinin dengesini kaybetmesini sağlayarak ya vücudunun herhangi bir kısmını mindere değdirmek ya da ringin dışına atmaktır.
Sumoda amaç karşılaşma sırasında rakibini bu ringin dışına itmek, veya rakibin dengesini kaybetmesini sağlayarak vücudunun bir kısmının yere değmesini sağlamaktır. Vücudunun herhangibir kısmı, genelde ayağı, bu daire ringin dışına çıkan Rikishi (Sumo sporcusuna verilen isim) maçı kaybeder. Ancak kaybetmek ringin dışına çıkmadan da olur. Bu durumda ise ayak tabanları dışında vücudunun herhangi bir kısmı yere değen Rikishi maçı kaybeder. Bu dizi olabilir, kolu olabilir, hatta el parmaklarının herhangi birinin ucu olabilir. Ayrıca ayak parmaklarının veya topuğun az bir kısmının bile bu ringi oluşturan halattan dışarıya basarsa maçı kaybeder. Kısaca Sumoda amaç dimdik ringin içinde durmaktır. Kurallar rakiplerin hareketlerinede sınırlama getirir, örneğin yumruk atmak, saç çekmek, karna veya gövdeye tekme atmak yasaklanmıştır. Ringe çıkan Rikishi eline aldığı bir avuç tuzu ringin ortasına doğru havalı bir biçimde serper. Bu tuz serpme tarzı bile o Rikishinin özelliğle ilgili ipuçları verir. Sumoda kilo sınırlaması yoktur. Kilolara göre kategori ayırımıda yoktur. Bir Rikishi karşısında kendinin 2 katı ağırlıkta bir rakip bulabilir. Bu yüzden Sumo sporunun kendine özel teknikleri vardır. Bu teknikleri akıllıca uygulayan kazanır. Çünkü şimdiye kadarki karşılaşmalar içinde düşük kilolu olmasına karşın ağır rakibinin yenen Sumocular çıkmıştır. Rikishiler yani Sumo yapan sporcular normal Japon vatandaşları arasında da aşırı ağırlığa sahiptirler. Genel olarak şu bir gerçektirki ağır olmak Rikishi’ye her zaman avantaj sağlayacaktır. Bu yüzden 250 kilo civarında Rikishilere rastlamak mümkündür. Ağır cüsselerine rağmen Rikishilerin çok esnek vücutları vardır. Bir Rikishi olmak için Japon olmak şart değildir. Japon Sumo Liginde başarılı Havaili Rikisiler de vardır. Hatta Moğolistandan bile Rikishi çıkmıştır. Turnuva sonunda kazanan Rikishi İmparator Kupasını sahibi olur. Her Ligin kendi içindede ödülleri vardır. Bunlar shukunsho, kantosho, ginosho’dur.
Sumo’da Hakem
Bir Sumo maçı seyretmeye karar verdiniz, ve elinize çerezinizi, içeceğinizi aldınız geçtiniz televizyonun karşısına. (Maça gittiğinizi farzetmiyoruz zira maç biletleri oldulça pahalı ve bilet almak çok zordur.) Rikishiler havalı havalı çıktılar ringe, tuzlarını serptiler, klasik ayak hareketlerini yaptılar. Sakın 5 -10 dakikalık bir karşılaşma seyredeceğinizi sanmayın. Çünkü bir maç ortalam 1-2 dakika sürer ve genelde saniyeler ile son bulur! Hızlı akıllı davranan dikkatli olan kazanır. Sumo’da adil değerlendirmede çok büyük önem taşımaktadır ve hakemlere büyük görevler düşmektedir. Ring hakemine gyoji denir. Ring hakemi 600 yıl öncesindeki Kamakura dönemine ait samuray kimonosu giyer. Başlarına taktıkları siyah şapka ise Şinto rahiplarinin şapkasındandır. Sumo Karşılasması başlarken gyoji yani ring hakemi ringe çıkar ve çok özel bir ses tonuyla karşılaşacak rakiplerin isimlerini seslenir. Rikishiler genelde daha çok Sumo’yu andıran şiirsel takma adlar kullanırlar. Bazıları bu isimleri memleketlerinin isimlerinden, veya Sumo’yu öğrendikleri ustalarının isimlerinden alırlar. Rikishiler sahneye çıkıp karşılaşmanın başlama zamanı geldiğinde ise başlama işareti Gyoji, ring hakeminin, elindeki tahta yelpazeyi çırpma sesiyle başlar. Müsabaka sürerken diğer sporlardaki gibi hakem maçı dikkatle takip eder, ancak farklı olarak Rikishi’leri cesaretlendirecek, argo tabiriyle gaza getirecek, sözlerle bir yandanda bağırmaya devam eder. Orta hakem dışında ring kenarında dört hakem daha maçı izler. Ring hakeminin yanlış kararlarını düzeltme yetkileri vardır. Ring hakeminin yanlış karar vermesi durumunda, karşılaşmanın yeniden düzenlenmesi için bile karar verebilirler. Çok tartışmalı pozisyonlar olursa maçın kasetini değişik açılardan tekrar tekrar izleyerek hakemlerin bir karara varması bile söz konusu olabilmektedir.
Sumo Ringi
Sumo ringine Japonca’da ‘Dohyo’ denir. Ancak Sumo ringi deyince aklımıza bokstaki gibi etrafı iplerle çerili bir ring gelmesin. Daha çok güreş minderini andırır, fakat aşağıda açıklayacağımız gibi ringde bir minder söz konusu değildir. Dohyo ismi ringin sınırlarını belileyen pirinç kamışlarından yapılmış halattan alır. Sumo ringinin ölçüleri ise ana alanın yerden yüksekliği 0,61m, ve kenar uzunluklu 5,48metre olan bir kare saha dan oluşmaktadır. Sumo güreşçileri bu ringin üstünde karşılaşırlar, ancak ringin sınırları bu kare alanın üstünde 4,57 metre çapında bir daire şeklindedir. Ringin altı ise özel bir kumlu topraktan hazırlanır. Bu özel ringin üstünde ise salonun tavanından aşağı sarkmış bir çatı mevcuttur. Bu çatı Şinto tapınağının çatısının aynısı olarak yapılır.