Sanat

Kağıt Katlama Sanatı

Origami adı verilen ve kare biçimli kağıtların değişik biçimlerde katlanmasıyla ortaya çıkan güzellikler, kağıt katlama sanatını doğurmuştur. Tek bir kağıt parçasından kuş, kedi, köpek, maymun yapmak mümkündür.

Çiçek Düzenleme Sanatı

İkebana denilen çiçek düzenleme sanatı 15. yüzyıla kadar eskilere gitmektedir. Japon kültüründe her çiçeğin sembolik bir anlamı vardır. Çiçekler, yeri, göğü, insanı, duyguları simgeleyebilmektedir. Sembollere dayalı kesin kurallar bulunmaktadır. Ne kadar kural olursa olsun, bütün kurallar cennet-dünya-insan üçlemesine dayanır. Bu kuralların oluşturduğu çeşitli ikebana biçimleri ikebana okullarında öğretilmektedir. Bu biçimlerin bazıları oldukça sade, bazılarıysa çok abartılıdır. Ortak noktaları ise hepsinin bir anlam taşımasıdır. Budist tapınaklarındaki dini törenlerde çiçek sunma adeti, ikebananın da doğuşunu sağlamıştır. Bu sunuşlarda çiçekler ve dallar, cennete dönük yerleştirilirmiş. 15. yüzyıla gelindiğinde dikkatler cennetten, cennet misali doğaya çevrilmiş. Doğanın mükemmelliğini yansıtma arzusu ikebana da göstermiş kendini… Bu tarza “rikka” (dik duran çiçekler) denmektedir. Yine Budist inanca göre, evrenin simgesi olan Suneru dağı ana temadır. Çiçeklerin sembolizması ise dağın tasviri ihtiyacına cevap vermektedir: Çam dalları kayaları ve taşları, beyaz krizantemler ırmak ve dereleri sembolize etmiştir. Sembolik değerleriyle rikka kendisini geliştirmiş ve 17. yüzyıla gelindiğinde, bir akım olarak kendini tamamen kabul ettirmiştir. Rikka günümüz ikebana sanatının klasik okulunu oluşturmakla birlikte günümüzde çok az uygulanmaktadır. İkebananın bir başka gelişme mecrası ise doğal (natüralist) okul olmuştur. 15. yüzyılda (Muramoçi dönemi) yapılan küçük evlerde bir iç kısım (tokonoma) bulunurdu. Bu bölüm sanat eserleri ve çiçek düzenlemelerine ayrılmıştı. Çiçek düzenlemenin halk arasında yaygınlaşması, kolaylık ve ucuzluk gereğinin bir sonucu olarak, sadeleşmeyi de beraberinde getirmiştir. 16. yüzyılın sonlarında çay törenlerine de çiçek düzenleme sanatı girdi. “Nageire” adı verilen bu tarzda, sadelik ve doğallık esastır. Malzeme kısıtlaması olmamasına rağmen, süslemeye gidilmemiş, çiçekler vazolara olduğu gibi bırakılıvermiştir. 19. yüzyılın sonlarında Japonya’daki modernleşme hareketi kendisine ikebanada da gösterdi. “Moribana” (kümelenmiş çiçekler) adı verilen bu tarzda, Batılılaşma ile birlikte ülkeye giren yeni çiçekler de görülmektedir. Bu tarz, özellikle kentleşme olgusu çerçevesinde büyük bahçelerin ve parkların birebir küçültülmesini amaçlamaktadır. Küçük ölçekli bu canlandırmalar, her yerde uygulanabilmesi ve çeşitli tarzlara açık olması bakımından serbest yorumlara açık olmuştur.

Sahne Sanatları

Geleneksel Japon Tiyatrosu: Japonya’da üç tür geleneksel tiyatro vardır. Noh adı verilen tiyatro türü 14. yüzyılda kendini göstermiştir. Sahne düzeni oldukça sadedir, oyuncular maskelerle sahneye çıkarlar, replikler şarkı biçiminde söylenir, hareketler çok ağırdır. Tarihi kostümler giyilir. İkinci geleneksel tiyatro türü kabuki’dir. Kabuki’de Noh’dan farklı olarak kılıç dövüşleri, coşkulu danslar gibi oldukça hareketli sahneler vardır. Pekçok olay arka arkaya sahnelenir. Kostümler oldukça renkli ve gözalıcı bir ayrıntıya sahiptir. Kar fırtınası, şimşek gibi sahneler özel efektlerle sahnelenir. Üçüncü geleneksel tiyatro türü ise bunraku’dur. Kukla tiyatrosu bunraku 16. yüzyılda kendini göstermiştir. ½ ölçeğindeki kuklalar gerçeğe çok yakındır. Her kukla izleyicilerin de gördüğü üç sanatçı tarafından oynatılır. Bu üç tiyatronun benzerliklerine gelince, gerek Noh’ta gerekse Kabuki’de bütün roller erkekler ya da erkek çocuklar tarafından oynanır. Oyunların konuları birbirine çok benzer. Müzik hepsinde büyük önem taşır. Bunraku’da oyunun tamamı şarkıcılar tarafından anlatılır, diğer iki türde de bazı bölümler anlatılarak geçilir. Oyunlardaki özel efektler, flüt, davul, 13 telli koto, üç telli şamisen başta olmak üzere çeşitli enstrümanlar kullanılır.